Ana içeriğe atla

TÜRKİYE'DE TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ - Ana Tüzükler

1982 Anayasasının 10. maddesinin başlığı "Kanun Önünde Eşitlik" ibaresini taşımaktadır. Maddede genel anlamda eşitlik kavramına yer verilirken "kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir ve bu eşitliği hayata geçirmek Devletin görevidir" hükmü yer almaktadır. Öte yandan bu amaçla alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı olamayacağı da eklenerek pozitif ayrımcılığa kapı aralanmıştır.

4320 sayılı "Ailenin Korunmasına Dair Kanun" 17 Ocak 1998 tarihinde düzenlenmiştir. Daha sonra, bu kanunun eleştirilen yönleri dikkate alınarak, Sivil Toplumun da katkılarıyla, 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun,” 8 Mart 2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmiş ve yukarıda belirtilen önceki kanun yürürlükten kaldırılmıştır.

1982 Anayasasının 90. maddesine göre, uluslararası sözleşmeler ile kanunlar arasında farklı düzenlemeler olması halinde uluslararası sözleşmeler esas alınır. Bu nedenle kadın haklarına ilişkin uluslararası sözleşmeler büyük önem taşımaktadır.

Türkiye, 1985 yılında BM'nin Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesini (CEDAW) imzalamış ve onaylamıştır. BM tarafından CEDAW'a ek olarak hazırlanan, bireysel başvuruyu ve iletişim usulünün de dahil olduğu bir soruşturma usulü, ihtiyari bir protokol dahilinde kabul edilmiştir. Türkiye de bu protokolü imzalamış ve onaylamıştır. Özellikle 12 Nisan 2012 tarihinde BM İnsan Hakları Komitesine Türkiye hakkında yapılan bir başvuruda, "kalıplaşmış önyargıların ve değerlerin karar verme sürecini etkilememesi" için uygulayıcılara uygun ve düzenli eğitim verilmesi önerilmiştir.

Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini imzalayan taraflardan biridir. Bu bağlamda, Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kadınların kimlik hakları ve şiddet konusunda belki de en önemli ihlal kararlarından biri olan bir davanın ne yazık ki tarafı olmuştur. Opuz Davası, hükümlerinin tüm imza atan taraflarca etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla özel bir izleme mekanizması kuran Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesine zemin hazırlamıştır. Sözleşmeye ilk imza atan ülkelerden biri olan Türkiye (24 Kasım 2011), Cumhurbaşkanı’nın kararı ile 1 Temmuz 2021 tarihi itibariyle İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmiştir (20 Mart 2021 tarihli Resmî Gazete).