Koronavirüsler (CoV), soğuk algınlığı gibi toplumda yaygın görülen, kendi kendini sınırlayan hafif enfeksiyon tablolarından, Orta Doğu Solunum Sendromu (Middle East Respiratory Syndrome, MERS) ve Ağır Akut Solunum Sendromu (Severe Acute Respiratory Syndrome, SARS) gibi daha ciddi enfeksiyon tablolarına neden olabilen büyük bir virüs ailesidir.
Koronavirüslerin insanlarda bulunan, insandan insana kolaylıkla bulaşabilen çeşitli alt tipleri (HCoV-229E, HCoV-OC43, HCoV-NL63 ve HKU1-CoV) bulunmaktadır. İnsanlar arasında dolaşan bu alt türler çoğunlukla soğuk algınlığına sebep olan virüslerdir. Bununla birlikte hayvanlarda saptanan birçok koronavirüs alt türü mevcuttur ve bu virüslerin hayvanlardan insanlara geçerek insanlarda ağır hastalık tablolarına neden olabildiği bilinmektedir. Detaylı araştırmalar sonucunda, SARSCoV’un misk kedilerinden, MERS-CoV’un ise tek hörgüçlü develerden insanlara bulaştığı ortaya çıkmıştır.
31 Aralık 2019’da Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Çin Ülke Ofisi, Çin’in Hubei eyaletinin Wuhan şehrinde etiyolojisi bilinmeyen pnömoni vakalarını bildirmiştir. 7 Ocak 2020’de etken daha önce insanlarda tespit edilmemiş yeni bir koronavirüs (2019- nCoV) olarak tanımlanmıştır. Daha sonra 2019-nCoV hastalığının adı COVID-19 olarak kabul edilmiş, virüs SARS CoV’e yakın benzerliğinden dolayı SARS-CoV-2 olarak isimlendirilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü, COVID-19 salgınını 30 Ocak’ta “uluslararası boyutta halk sağlığı acil durumu” olarak sınıflandırmış, ilk salgının başladığı Çin dışında 113 ülkede COVID-19 vakalarının görülmesi, virüsün yayılımı ve şiddeti nedeniyle 11 Mart’ta küresel salgın (pandemi) olarak tanımlamıştır.
Ülkemizde ilk COVID-19 vakası Avrupa ve İran gibi komşu olduğumuz ülkelerden sonra 11 Mart’ta görülmüştür.
1.1. Epidemiyoloji
Çin’in Hubei Eyaleti, Vuhan Şehrinde, 31 Aralık 2019’da etiyolojisi bilinmeyen pnömoni vakaları bildirilmiştir. Vuhan’ın güneyindeki Vuhan Güney Çin Deniz Ürünleri Şehir Pazarı (farklı hayvan türleri satan bir toptan balık ve canlı hayvan pazarı) çalışanlarında kümelenme olduğu belirtilmiştir. Vakalarda ateş, nefes darlığıve radyolojik olarak bilateral akciğer pnömonik infiltrasyonu ile uyumlu bulgular tespit edilmiştir. DSÖ’nün Çin Halk Cumhuriyetine ait COVID-19 raporuna göre ölüm vakaları genellikle ileri yaştaki yada eşlik eden sistemik hastalığı (hipertansiyon, diyabet, kardiyovasküler hastalık, kanser, kronik akciğer hastalıkları başta olmak üzere diğer immunsüpresif durumlar) olan bireyler olmuştur.
31 Aralık 2019 tarihinde tespit edilen pnömoni kümelenmesinin etkeni, 7 Ocak 2020’de daha önce insanlarda tespit edilmemiş yeni bir koronavirüs olarak tanımlanmıştır. Bu tarihten sonra hasta sayısı hızla artmış, sağlık çalışanlarında da hastalık görülmüştür. Hastalık, insandan insana bulaşma özelliği nedeniyle hızla yayılmıştır.
Ülkemizde ilk COVID-19 vakası 11 Mart 2020’de saptanmıştır. Devam eden süreçte Dünyada olduğu gibi ülkemizde de vaka sayılarında artış görülmüştür. 31 Aralık 2019 tarihi itibariyle dünya çapında toplam 224 milyon kişi enfekte olmuş, 4.6 milyon kişi hayatını kaybetmiştir. Salgınla mücadele hem ülkemizde hem de dünya çapında devam etmektedir.
2.1. Kaynak SARS-CoV-2’nin rezervuarı hala araştırılmaktadır. COVID-19 için mevcut tüm kanıtlar, SARS-CoV-2’nin zoonotik bir kaynağı olduğunu düşündürmektedir. Henüz netlik kazanmamakla birlikte eldeki veriler, Huanan Deniz Ürünleri Toptan Satış Pazarında satılan vahşi hayvanları işaret etmektedir. İnsandan insana bulaş özelliği kazanması nedeniyle COVID-19’da kaynak semptomatik/asemptomatik COVID-19 pozitif kişilerdir.
2.2. Bulaşma Yolu Hastalık esas olarak damlacık yoluyla bulaşmaktadır. Ayrıca hasta bireylerin öksürme, hapşırma yoluyla ortaya saçtıkları damlacıklara diğer kişilerin elleri ile temas etmesi sonrasında ellerini ağız, burun veya göz mukozasına götürmesi ve temas etmesi ile bulaşmaktadır. Asemptomatik kişilerin solunum yolu salgılarında da virüs tespit edilebildiğinden bu kişiler bulaştırıcı olabilmektedir. Genel olarak kuluçka süresi 2-14 gün arasında değişmektedir. COVID-19’un bulaştırıcılık süresi kesin olarak bilinmemektedir. Belirtilerin olduğu dönemden 1-2 gün önce başlayıp belirtilerin kaybolmasıyla sona erdiği düşünülmektedir.
2.2.1. Bulaştırıcılık, Viral Yük Viral saçılım belirtilerin başlamasından 1-2 gün önce başlamakta ve boğaz sürüntülerinde belirtilerin ortaya çıkış döneminde viral yük doruğa çıkmakta ilk yedi gün içersinde hızla düşmekle birlikte ikinci haftanın ötesine uzayabilmektedir. Virus dışkıda özellikle hastalığın 2. haftasından sonra pozitif bulunsa da bugüne dek sadece bir vakanın dışkı örneğinden virusün üretilebilmiş olması ve bu şekilde bulaşmanın bugüne dek bildirilmemiş olması dışı-ağız bulaşmasının olası olmadığını düşündürmektedir. Virus kan ve idrarda seyrek olarak pozitif bulunmakta, virusun kan bankacılığı açısından bir güvenlik sorunu oluşturmadığı kabul edilmektedir. Bunun dışında süt, vajinal sürüntü ve sperm örneklerinde de vius saptanmamıştır. Yaşlılarda viral yük daha fazladır. Viral yük hastalık şiddeti ve ilerlemesi açısından önemli bir belirteçtir. Viral yükün ağır olgularda hafif olgulardan 60 kat fazla olduğu gösterilmiştir.
Koronavirüsler genel olarak dış ortama çok dayanıklı olmayan virüslerdir. Ortamın nem ve sıcaklığı, dışarı atıldığı organik maddenin miktarı, bulaştırdığı yüzeyin dokusu gibi faktörlere göre değişen bir dayanma süresi söz konusudur. Genel olarak cansız yüzeylerde birkaç saat içerisinde aktivitesini kaybettiği kabul edilmektedir. Cansız yüzeylerdeki aktivite süresi yorumlanırken, bulaşta sadece virüsün aktivitesinin devam etmesi değil, temasın süresinin de önemli olduğu unutulmamalıdır.
2.2.2. Duyarlı Kişi/Konakçı COVID-19‘a karşı bağışık olmayan kişilerin tümü hastalığa karşı duyarlıdır (enfeksiyona açıktır). Sağlık çalışanları etkenle karşılaşma yönünden en riskli meslek grubudur. Erkekler, 50 yaşın üstünde olan kişiler, altta yatan hastalığı (Yüksek tansiyon, Kalp Hastalığı, Diyabet, Kanser, KOAH, Böbrek Hastalığı vb.) olan kişiler, mevsimlik tarım işçileri ile bakım ve rehabilitasyon merkezleri, okullar, kışlalar, ceza ve tevkif evleri ve göçmen kamplarında yaşayanlar COVID-19 açısından hassas gruplardır. Hastalığın Bulaştırma Katsayısı (Basic reproduction number: R0): Tümü duyarlı olan bir toplulukta enfekte bir bireyin, etkeni aldıktan sonra, bulaştırıcı olduğu dönem boyunca kaç farklı bireye enfeksiyon bulaştıracağıdır. R0 1’den büyükse, mevcut her enfeksiyon birden fazla yeni enfeksiyona neden olur. Hastalık insanlar arasında yayılır ve salgına neden olabilir.
Toplumsal Bağışıklık Düzeyi: Bir toplumdaki belirli oranda kişinin herhangi bir enfeksiyon hastalığına karşı bağışık hale gelmesi durumunda, tüm toplumun o hastalığa karşı korunmasını ifade etmektedir. R0 2.2 olarak alındığında toplumsal bağışıklık düzeyi COVID-19 için % 60 olarak hesaplanmıştır.
2.3. Klinik Özellikler Pandemi sürecinde yapılan çalışmaların sonucunda COVID-19’un doğal seyrine ilişkin bilgilere yenileri eklenmektedir. Pandeminin başında enfeksiyonun yaygın belirtileri öksürük, nefes darlığı ve ateşti. Yeni varyantlarla birlikte bu klinik belirtilere yenileri eklenmektedir. Başlangıçta Covid-19 belirtileri arasında yer almayan burun akıntısı, deri döküntüleri gibi belirtiler yeni varyantların klinik belirtileri arasına eklenmiştir. Hastalık belirtisiz veya hafif de geçirilebilmekle birlikte, ciddi vakalarda, zatürre, ağır akut solunum yolu enfeksiyonu, böbrek yetmezliği ve hatta ölüm gelişebilmektedir.
Ölüm hızı SARS salgınında %11, MERS-CoV’da %35-50 arasında iken, DSÖ’nün Çin Halk Cumhuriyeti’ne ait COVID-19 raporuna göre Ölüm hızı %3,8 olarak bildirilmiştir. Ülkemizde 02 Mayıs 2020 tarihi itibariyle bu hız %2,6’dır.
Belirtisiz enfeksiyon: Literatürde, toplumda yapılan taramalarda belirtisiz kişilerde de kantitatif RT-PCR (nazofaringeal sürüntü örnekleri) test pozitifliği bildirilmiştir. Belirtisiz olguların büyük bir kısmında enfeksiyonun daha sonraki aşamasında bazı belirtiler gelişmiştir, ancak klinik izlem süresi boyunca belirtisiz olan olgular da mevcuttur.
2.4. Laboratuvar Testleri COVID-19 olası vaka tanımına uyan hastalardan alınan solunum yolu numuneleri SARS-CoV-2 açısından Sağlık Bakanlığı tarafından yetki verilen Mikrobiyoloji Laboratuvarlarında, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü (HSGM) Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarında ve belirlenmiş illerde hizmet veren laboratuvarlarda değerlendirilmektedir.
2.4.1. Nükleik asid amplifikasyon testleri (NAAT) COVID-19 olgularının rutin doğrulaması gerçek-zamanlı reverse transkripsiyon polimeraz zincir reaksiyonu (rRT-PCR) gibi bir NAAT testi ile virus RNA’sının özgül dizilerinin saptanması ve gerekli olduğunda nükleik asit dizi analizi yöntemi ile doğrulanması temeline dayanmaktadır.
Bir veya daha fazla negatif sonuç ile COVID-19 olasılığı dışlanamaz. Enfekte bireyde aşağıda belirten faktörler negatif sonuca neden olabilir:
COVID-19 şüphesi yüksek olan bir hastadan negatif sonuç elde edildiğinde, özellikle sadece üst solunum yolu örnekleri toplanmış ise, mümkünse alt solunum yolu örneklerini içeren ek örnekler alınmalı ve çalışılmalıdır.
2.4.2. Sekanslama
2.4.3. Serolojik testler COVID-19’u belirtisiz ve ya belirtilerle geçirenlerde genel olarak belirli bir süre sonra antikor cevabı (IgM, IgA ve IgG) gelişmektedir. Bu nedenle serolojik testler hastalığın erken döneminde tanı amacıyla kullanılamaz. İlk antikor yanıtı (IgM) 6-7 günden sonra başlamakla birlikte hastaların çoğunda antikor pozitifliği belirtilerin başlamasından 10 gün sonra gelişmektedir. Tespit edilen antikorların bağışıklık sağlayıp sağlamadığı ve ne kadar süreyle tespit edilebileceği (IgG) bugün için kesin belli değildir. Serolojik cevabı belirlemek için Sağlık Bakanlığı tarafından yetki verilen Mikrobiyoloji Laboratuvarlarında, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü (HSGM) Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarında ve belirlenmiş illerde hizmet veren laboratuvarlarda ELISA, CLIA, IFA gibi yöntemlerle IgM/IgG bakılabilmektedir.
2.4.4. Hızlı antijen testler kısa sürede sonuçlanmakta, virüsün antijenlerini saptamakta, tarama amacıyla kullanılmakta, semptomatik veya asemptomatik kişilerde değişen algoritmalarla takip edilebilmektedir. Tanı için referans yöntem RT-PCR’dir.
Ateş, öksürük, nefes darlığı, boğaz ağrı, burun akıntısı gibi üst solunum yolu enfeksiyonu belirtileri veya baş ağrısı, kas ağrısı, tat ve koku alma kaybı, ishal gibi belirtilerden biri varsa olası tanı, RT-PCR pozitifliği varsa kesin tanı konur.
Kimler Daha Fazla Risk Altında?
COVID-19 enfeksiyonu ile ilgili şimdiye kadar edinilen bilgiler, bazı insanların daha fazla hastalanma ve ciddi semptomlar geliştirme riski altında olduğunu göstermiştir.
Hastalıktan En Çok Etkilenen Kişiler:
Akut solunum yolu enfeksiyonlarının genel bulaşma riskini azaltmak için önerilen temel ilkeler Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) için de geçerlidir. Bunlar;
Sağlık Programlarında Uygulamalı Eğitimlerde Öğrenciler için Enfeksiyon Kontrol Önlemleri;
Tüm Öğrenciler için Enfeksiyon Kontrol Önlemleri;