Podcast

Sağlık alanındaki güncel haberleri ve sağlıklı bir hayat için ihtiyacınız olan tüm bilgileri Yeditepe’de Sağlık podcast yayınlarımızdan takip edebilirsiniz.

Melda Üner'le Edebiyat Sohbetleri #1

Masal en eski anlatı türlerinden biridir. Klâsik-geleneksel bakış açısına göre kurgulanmış olan masal anlatısı, olağanüstü kişi ve olayları içinde barındıran bir dünya yaratır. Yardımcıların ve onlara engel olmakla yükümlü düşmanların çatıştığı, ama sonunda daima iyilerin kazandığı metinlerdir bunlar. Kötüler cezalarını mutlaka çeker. Grimm Kardeşlerin 1812-1815 tarihli klâsik-geleneksel masal anlatısı olan

Kurbağa Prens de böyledir. 2002’de E.D. Baker’ın yaratıcı dünyasında modern bir bakış açısı kazanır ve Kurbağa Prenses adını alır. Masal hayli değişmiştir. Yine eğiticidir ama artık klâsik tarzda değildir. Modernleşmiştir. Klâsik anlatının bazı öğelerini reddeder, yeni olay ve karakterlerle kurguyu hareketlendirir. Walt Disney'in de dikkatini çeker Kurbağa Prenses. Şirket 2009’da bu iki versiyonu harmanlamaya ve postmodern anlatı kategorisinde değerlendirilebilecek yeni bir masal kaleme almaya karar verir. Yani, Kurbağa Prens ile Kurbağa Prenses’i renkli bir yolculuğa çıkarır. Hem tanıdık hem de benzersiz olarak nitelendirilebilecek bu yeni masala Prenses ve Kurbağa adını verir. Bu konuşmada Kurbağa Prens’in yüzyıllar süren serüveni ayrıntılı olarak ele alınmıştır.

Ses kaydı 31 Ekim 2020 tarihinde Ayrıntı Akademi adına online olarak sunduğum çalışmamın videosundan alınmış, montajı bölümümüz Araştırma Görevlisi Bihter Oy tarafından yapılmıştır. Ayrıntı Akademi ve Bihter Oy'a çok teşekkür ederim.

----------

Sunum sırasında gösterilen videolar:

https://www.youtube.com/watch?v=ThMwHKfzz1I&ab_channel=DisneyMusicVEVO

https://www.youtube.com/watch?v=s5kKqgw5CtU&ab_channel=DisneyMusicVEVO

https://www.youtube.com/watch?v=6YsFXMBOfJw&ab_channel=PATFvids

https://www.youtube.com/watch?v=RymwioSbABg&ab_channel=PATFvids

Bu konuşmanın videosu:

https://www.youtube.com/watch?v=qzE-TIFUBqc

Yayınlanışın üzerinden yetmiş yıl sonra Camus, bu salgın günlerinde bizi salgın gerçeği ve anlamı üzerine bir daha düşünmeye çağırıyor. Ölüm karşısında hayatı, kötülük karşısında iyiliği seçmek için hangi sebeplerimiz var?

Avrupa’da 1348-51 yılları arasında kimi kayıtlara göre altmış milyon insanın ölümüne yol açan korkunç veba salgınına karşı kim, nasıl direndi? Hikayeler anlatarak hayatta kalmak mümkün müydü? Boccaccio, tıpkı Şehrazat gibi, bize bu soruyu yüzyıllar öncesinden soruyor.