Eğitim Fakültesi , Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Bölümü akademisyenlerinden Yrd. Doç. Dr. Alper Bayazıt, yeni nesil eğitimler hakkında merak edilen soruları cevaplandırdı.
Gelişmiş ve refah düzeyi yüksek toplumları incelediğimizde, onları diğer toplumlardan ayıran en önemli özelliklerden birinin “bilgi toplumu” olmayı başarmaları olduğunu görüyoruz. Bilgi ve insan faktörü, ekonomisi bilgiye dayalı bu toplumların başlıca girdisi olduğundan, eğitimin sürekliliği ve bilgi - iletişim teknolojilerinin etkin kullanımı büyük önem arz etmektedir. Yeditepe Üniversitesi’nde gerçekleştirilen yeni nesil eğitimlerin; “bilgi toplumu” olma süreci için önemli öğrenme deneyimleri sağladığını, araştırma-geliştirme sürecini benimseyebilmiş, ulaştığı bilgiyi analiz edebilen, yeni karşılaştığı problemlerin çözümüne uyarlayabilen bireylerin yetiştirilmesini hedeflediğini düşünüyorum.
Eğitimlerde teknik içerikler bulunmakta ve belirli hedef davranışların kazanılması amaçlanmaktadır. Böylece, katılımcılar, uygulamaya dayalı etkinlikler ile yaşam boyu öğrenme kapsamında her açıdan kendilerini geliştirebilirler. Ancak biliyoruz ki teknik ve yazılım araçları günümüzde sürekli olarak güncellenmekte ve değişmektedir. Bu açıdan en önemli kazanımın bilgisayarca düşünme (computational thinking) becerisi, yani hayat problemlerinin çözümünde bilgisayarları kullanabilmek için gerekli olan bilgi ve becerilerin kazanımı olduğunu düşünmekteyim. Böylece problem çözme süreçleri ile üretime katkıda bulunabilme ve çözümler üzerinde eleştirel düşünme berecileri ile sürekli olarak geliştirme becerisi kazanılabilmektedir.
Endüstri 4.0 dediğimiz 4. Sanayi Devrimi ile beraber, sanal - fiziksel sistemler ve internet ağının araştırma-geliştirme süreçlerinin temelini oluşturduğu ve tüm üretim süreçlerini şekillendirdiği bir döneme girdik. Dünyanın içinde bulunduğu bu yeni gelişmelerin eğitime yansımalarının olması da kaçınılmaz. Nesnelerin interneti ile beraber tablet ve akıllı telefonların, giyilebilir teknolojilerin yaygınlaşması, eğitsel simülasyon - animasyonların öğrencilerin erişimine açılması, bulut teknolojilerinin ders içeriklerini ve materyallerini paylaşmada kullanılması, çevrimiçi değerlendirme ve uzaktan eğitim sistemlerinin yaygınlaşmasını bu sürecin başlangıcı olarak görebiliriz. Yakın gelecekte, makine öğrenmesi ile gelişen uyarlanabilir öğrenme sistemlerinin ve sanal-gerçeklik uygulamalarının eğitimde yaygın olarak kullanılması ön görülmektedir. Tüm bu teknolojik gelişmeler; öğretmen-öğrenci rollerini ve eğitim içeriklerini de değiştirecektir. Artık içeriklerin bilgi barındırmaktan çok etkinlik merkezli, disiplinler-arası, proje tabanlı öğrenmeyi destekleyici şekilde değişeceğini düşünmekteyim.
Kendini sürekli olarak geliştirmek isteyen, yeni bilgiler öğrenmeye ve öğrendiklerini, sahip oldukları uzmanlık alanları ile disiplinler-arası bağlamda bir araya getirmek isteyen herkesin eğitimlere katılmasının yararlı olacağını düşünüyorum. Böylece belirtilen kazanımlar ile “bilgi toplumu” bireyi olarak “öğrenmeyi öğrenme” becerisine sahip olabilirler. Bu da sonraki öğrenme süreçlerinde her zaman destekleyici olacaktır.
Eğitimler :
Bizi Takip Edin !