Ana içeriğe atla

Antik DNA’dan Tarımda Sürdürülebilirliğe Genetik ve Biyomühendislik Çalışmaları

Antik DNA’dan Tarımda Sürdürülebilirliğe Genetik ve Biyomühendislik Çalışmaları

İzlemek için tıklayınız.

Üniversitemiz Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Bahar Soğutmaz Özdemir, Bloomberg HT’de yayınlanan Eğitim Merkezi programında, Turgut Özay’ın konuğu oldu.

Programda, bölüm bünyesinde yürütülen “Antik DNA” çalışmalarından söz eden Bahar Soğutmaz Özdemir, kazı alanlarında bulunan bitki materyallerini moleküler yöntemler kullanarak incelediklerin anlattı. Bu materyallerin genetik alt yapısını ortaya koymaya çalıştıklarını ifade eden Özdemir, “Bize gelen kömür kıvamında bir bitki materyali. Onu morfolojik olarak ayırmanız çok kolay değil. Bu materyalin ne olduğunu bulmaya çalışıyoruz. En son çalışmamızda da 3 bin yıllık tohumların Akdeniz bölgesindeki endemik bir türe ait olduğunu bulduk. Tıbbi bir bitki bu ve yara iyileştirmesinde kullanılıyor. Aslında bu size o dönemde yaşayan insanların davranış biçimleri ve yaşam şekilleri hakkında da bilgi veriyor” dedi. 

Ağırlıklı olarak tarım alanında çalışmalar yürüten Dr. Öğr. Üyesi Özdemir, bugün gördüğümüz birçok ürünün genetik ve biyomühendislik alanının ürünü olduğunu ifade ederek genetik ve biyomühendisliğin çalışma alanlarından en önemlilerinden birinin tarım olduğuna dikkat çekti.

Her ülkenin tarım alanında kendine yetmek zorunda olduğunu vurgulayan Özdemir, bunun için de bu alandaki her türlü teknolojiye, bilimsel araştırmaya ve üretime odaklanmak gerektiğini söyledi.

Tarımsal iyileştirmeyi sağlamak adına ürünlerin daha kaliteli ve verimli üretilmesi, bunun da sürdürülebilir bir şekilde yapılması için çalıştıklarını ifade eden Özdemir, “Hem yeraltı hem yer üstü kaynaklarımız hızla azalırken insan popülasyonu hızla artıyor. Dar bir alanda daha fazla verim elde etmek zorundasınız ve bütün bunları yaparken çevreye duyarlı çalışmalar yapmalısınız. Gelecek nesillere bu kaynakları aktarmalıyız” dedi.

“İnsanların doğaya karşı yaptığı tüm hareketler, bitkiler üzerinde strese yol açıyor” ifadelerini kullanan Özdemir, ekilebilir tüm arazilerin kimyasala doyduğunu söyledi. Tarımda sürdürülebilirlik için kimyasalların değil biyogübre, biyopestisit gibi doğayla uyumlu ürünlerin kullanılması gerektiğinin altını çizen Özdemir, Yeditepe Üniversitesi’nde bu ürünlerin formülasyonlarının daha da iyileştirmesi için AR-GE çalışmalarının sürdürdüklerini anlattı. Tarımda sürdürülebilirlik için aynı zamanda akıllı tarım olanaklarının kullanıldığının altını çizen Özdemir, “Akıllı tarım Endüstri 4.0 ile entegre olmuş bir sistemle ortaya çıktı. Aslında Tarım 5.0’a doğru gidiyoruz. Bütün dünya da, Türkiye de Tarım 5.0’a hazır olmalı. Akıllı tarım sistemleri, yeni nesli çiftçiliğe teşvik etmek için çok önemli” diye konuştu.