Yeditepe Üniversitesi Tanıtım Broşürü - Yeditepe Üniversitesi

Prof. Gülveli KAYA Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Sanat ve sanatçı kavramları her dönem sorgulanmış ve içinde bulunduğu çağ ve coğrafyaya göre açıklanmaya çalışılmıştır. Her iki kavramın da ortak noktalarına baktığımızda odaklarında insanın olduğunu görmekteyiz. Kimi yorumlara göre odağına sanatın kendisi, kimi yorumlara göre de toplum konulsa da insanı içinden çıkardığımız zaman sanatın da kendi başına bir şey ifade etmesi mümkün görülmemekte. Aslında bu durum, var olan doğanın dışında insanın yarattığı tüm alanlar için geçerli. Sanatın ise bunların içerisinde insanlığın ortak ve sosyal bir değeri olarak ayrıcalıklı bir yeri bulunmaktadır. Bu ayrıcalığın bir insan olarak sanatçının sanatla ve kendisiyle olan ilişkisinde saklı olduğunu düşünmekteyim. Peki, “bir insan olarak sanatçı” ne anlam ifade etmekte? Burada insanı bireye, yani kişinin kendisini fark edeceği ya da sorgulayacağı “ben”e indirgeyecek olursak eğer, “Ben kimim?” sorusu üzerinden “ben” ile sanatçı ve sanatı arasında bir bağ kurmak mümkün olacaktır. “Ben kimim?” sorusuna cevap ararken hep bilincin içeriğini saymışızdır; ben öğretmenim, ben anneyim, doktorum, evladım, sanatçıyım, ressamım vb. gibi. Çoğu kez o soruyu soran bilinci hesaba katmadık. Hâlbuki “ben kimim?” sorusunun cevabı orada yatıyor: “Ben bütün bu soruları soran, farkında olan, gözlemleyen bilincim”. Bütün bunlar arasında “ben”in, sosyal roller içerisinde nasıl yok olduğunu özellikle vurgulamak isterim. İşte bu noktada “Ben kimim?” sorusuna, sanat olgusu içerisinde sanatçının kendisine bir cevap vermeden önce, kendisini bu soruların cevaplarında araması gerektiğini düşünmekteyim. Bu cevaplar sanatçıyı “insan”a yaklaştıracak, insan üzerinden yaşamı ve kendisini kendi özgün varlığı ile yorumlayacak ve daha özgün ve yaratıcı yapıtlar üretmenin önünü açılacaktır. Sanatçıyı, üretim pratiği olan sanat eseri ile özdeşleştirirsek, bu açıklamalar ışığında, sanatçı hem kendisine karşı bir bilinç hem de üretimine karşı bir bilinç olmak durumundadır. Yani iki kere insan olmak durumundadır. Yapay zeka teknolojilerinin hızlandığı, ChatGPT gibi uygulamaların gündelik hayatta yer almaya başladığını görmekteyiz. Bilgi depolamaya yönelik klasik eğitim metotları ve bu metotlara bağlı ölçme ve değerlendirme yöntemleri yakın zamanda belki de hiçbir anlam ifade etmeyecek. İşte bu gelişmeler ışığında güzel sanatlar fakültemizin vizyonu, bilgi depolayan değil kendisinin farkında olan“bireyler”yetiştirmektir. Bu bilinçte olan kişi, yüklenen bilgiyi nasıl kullanacağını değil, problem karşısında yeni bir yol bulmayı bilecektir. 159

RkJQdWJsaXNoZXIy NzE2Njg1